
Bunları neden mi yazıyorum. Marsel'i eleştiren yazılar okudum son 2 günde. Gözlerime inanamadım. Milliyetinden yeteneklerine bir sürü sallamışlar sallayanlar. Cevap vermek bize mi düşer bilmem ama şunun şurasında bir avuç insanız tenis gönül veren. Az buçuk da anlarız hani bu oyundan. Gece 4'te kalkıp en illegalinden Marsel'in maçını izleyecek kadar en azından. Şunu söylemek yeter, bu çocukta iş var. Marsel'i Türkiye yetiştirmiştir, buralara da hocalarının olduğu kadar Türkiye'nin de katkısıyla gelmiştir. Ha Türkiye kaç tenisçiye yatırım yapar o ayrı bir yazının konusudur ama Digiturk'un 321 milyon dolarının yanında komik bir rakam olduğu kestirilebilir. Tenisin dünyadaki popülaritesi baz alındığında da ülke açısından mantıklı değil tenisi bu kadar es geçmek.
Neyse Marsel'e dönelim. Gonzalez tecrübe ve imkan olarak tabiki kendisinden çok çok ötede bir rakipt, biz ondan bir mucize bekledik aslında ama olmadı. Ha bizi Grand Slam izlemeye alıştırdı o ayrı konu. Burası Türkiye Marsel, yükselttiğin beklenti görevin olur. Otur düşün bakalım Roland Garros'ta başına neler gelecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder