21 Ocak 2010 Perşembe

Melbourne'den Gözüme Çarpanlar


  • Henin'i gördüm. En son yine 2 yıl önce bu turnuvada görmüştüm. Arka arkaya gelen bir iki turnuva kaybından sonra uzak ara 1.si olduğu WTA'i ve mesleği bırakmıştı. Yerine 1 numaraya Sharapova, 2 numaraya Ivanovic geçmişti, ki o yılın Avusturalya Açık'ının finalistleriydi kendileri. Şu anda aralarında 3. turu gören yokken Henin, 6 ay önceki Clijsters gibi yıka yıka geliyor. Dementieva'yı hakettiği bir maçın ardından zor da olsa 2 sette yendi. Tie-break 6-6 iken Kablo TV yönetimi sağolsun yayını bir 15 dakikalığına keserlerse annelerine ne kadar küfür edileceğini merak ettiler, sonuç inanın onları da şaşırttı. Neyse, bu backhand'i özlemişiz.
  • Bernard Tomic. 92'li veledizyak Marin Cilic'i o kadar zorladı ki. Nedir bu Balkan Avusturalya ilişkisi onu da çözemedim henüz ama umarım bu turnuvada kalmaz yükselişi. Renk kattı en sarı yeşilinden.

  • Ivanovic, sana hoca, kondisyoner hiçbiri değil önce sağlam bir dayak ardından da bir psikolog lazım. Ha ikisini de sağlayabilirim onu da söyliyim peşin peşin. Saçma sapan bir maç, gecenin köründe hapis etti. Dulko'dan 71 Ana'dan 75 basit hata, 2 dayaklıktan toplam 21 çift hata ve 16 kırılan servis. Son set 5-1 Gisela önde, durum 5-4'e geliyor, servis Ana'da, 0-40 geriye düşüyor, 40-40'a getiriyor ve kaybediyor maçı. Anlatınca bir daha komik geldi. Maçın en güzel anı sonuydu. Ferrer - Baghdatis maçına bağlandık da biraz "tenis" dedik. Acil mental bir destek lazım bu kıza yoksa turun en sağlam stroke'çularından birini kaybetmek üzereyiz. "I do feel better on the court. I'm playing much better. I feel like my old self" buyurmuş prenses. Neden bahsettiğini kendisi de bilmiyor.
  • Baghdatis demişken, beni bilen bilir sevmem milliyetçilik. Hele spora karışmasından nefret ederim. Bir adamı hemşeri diye tutmak ayrı, o işe keyif getirir. Ama bir adam var ki 2 yıldır acayip şeyler dönüp durmakta. Geçen sene Kıbrıs'taki mangal partisinde Türklere ana avrat giydirirken görüntülenmişti Bağdatlı Marcos. Bu seneki kıyafeti ise anlaşılmaz ötede çirkin. Ha zaten bayrakta haritaya karşıyımdır, bayrak ayrı şey harita ayrı şey. Ama kalkıp üzerine, başına, bileğine ülkenin bayrağını giymek nedir, neden yapılır anlamadım. Sempati toplamaya çalışmadığı belli, ülke reklamı desen onun da yeri var. Davis Cup forması giymiş gibi bir halde çıkıp Avusturalya'daki en büyük azınlık olan Yunanların desteğiyle bir yerlere gelmeye çalışmak bence en kibar tabirle "çocukluktur". Bu adamın önceki vukuatları da göz önünde bulundurulduğunda iş çok daha ciddi yerlere varmakta. Üzücü...

1 yorum:

  1. Yaşasın Dulko!! Ana Ivanovic bence tenisi bıraksın. Böyle sporcu, böyle profesyonel olmaz. Gayet hak etti yenilmeyi, ikinci tur bile fazla bence.

    Ayrıca Ferrer'e çok yazık oldu. Baghdatis gibi saçma sapan bi adama yenilmek kötü. Bayrak ne yaa. Neyse ama Kıbrıs'a dönünce iyi havası olur, spor bakanı falan olabilir.

    YanıtlaSil