24 Haziran 2009 Çarşamba

Nereden Nereye


Çıldırtır bu kız adamı. Hayır bu kızı çok sevmemdeki tek neden dış görünüşü değil. Öyle olsa zırt pırt değişir favori WTA oyuncum. Yok derim Wozniacki, Dushevina, Cornet vs. Ana'yı benim için özel kılan en sevdiğim tarz tenisi oynaması. Allah vergisi bir fiziği var, hem uzun hem atletik. Güçlü kollara sahip, tekniği de iyi olduğundan çok güç harcamadan inanılmaz kuvvetli bir forehand çıkartabiliyor. Peki sorun ne o zaman? Neden skorbordda adının yanında (13) yazıyor? Neden maçını 4. kortta oynuyor?
Çok hızlı bir şekilde yükseldi zirveye Ana. Ama öyle hızlı çarptı ki en tepeye, geriye sekmesi de o denli çabuk oldu. NBA'de "çaylak duvarı" dedikleri birşey vardır. İlk senesinde iyi performans gösteren basketçi birdenbire sezonun yükünü kaldıramaz hale gelir ve tepetaklak düşer performansı. Ana'da da aynısını gördük.
Avusturalya Açık 2008'de yeni raketiyle ilk kez sahadaydı Ana, Adidas'ın mükemmel dizaynı mavi bir elbise içinde. Kortun rengine uygun elbiseyle Ana önüne geleni deviriyordu. Maçlarını güneş tepedeyken oynadı çoğunlukla, finale kadar bir hayli bronzlaştı. Yarı finalde bir Hantuchova maçı var ki kendisi de maçtan sonra en iyi geri dönüşü olduğunu söylemişti. Finalde rakip Masha idi. Vincent ile izledik maçı cumartesi gece 4'te. Elbette iddiaya girmiştik. Kazanan kaybedene Moda'da kahvaltı ısmarlayacaktı. Maç bitti, Maria turnuvanın kopyası bir maç daha oynadı, set vermeden 3. Grand Slam'ini 3. farklı sahada aldı. Ana ise üzgün değildi. Yükselişteki Sırp tenisi o turnuvada patlamış, Novak erkeklerde kupayı kucaklarken Ana çiğköfte tepsisi ile gülümseyerek poz veriyordu. Hemen arkasından muhteşem bir Sony Ericsson turnuvası performansı. Bu sefer kupayı 2 Sırp da kucaklamıştı. Justine Henin'ın beklenmeyen vedası ile Maria ilk Ana 2. sıraya yerleşti sıralamada. Fena geçmeyen bir toprak kort sezonu ardından muhteşem bir final. 41 oyun ve tek set verdiği Roland Garros'ta mutlu sona ulaştı Ana. Finalde tenisin Hector Cuper'i Safina'ya oyun oynatmadı adeta. Federer'in 4 oyun alarak kaybettiği finalin acısını biraz olsun hafifletti bünyemde. O kadar hakimdi ki tüm turnuva boyunca maçlara, artık 1. sırada oturduğu bayanlar tenisinde "acaba yeni bir dönem başlıyor mu?" sorularını akıllara getirmeye başlamıştı bile. Sağlam 1-2 sponsorluk anlaşması haziran ayında geldi. Artık tüm dünya adını biliyordu ve tenis kortları dışında da çokça boy göstermeye başlamıştı. İşte yazının başında bahsettiğim zirve de tam burası. En elit sporlardan biri olan teniste henüz 21 yaşında arzuladığı yere gelmiş bir yıldız olarak ayak bastı Wimbledon'ın içmenine. Birisi fazla sulamış olacak çimleri, toprak bataklık olmuştu ve Ana'yı küt diye yuttu. Bu noktadan sonra denecek pek birşey yok. Ana'yı o dönemden beri Pekin'deki Verdasco flörtü ve US Open'ın en erken elenen 1 numaralı seribaşlarından olduğu dışında adını duymadık desek yeri. Sıralamada geriledi, daha zorlu rakiplerle eşleşti, sakatlandı, saçmaladı vesaire. Seneyi 5. sırada tamamladı, off-season başlamadan da Belgrad'dan Basel'e taşınarak Federer'in komşusu oldu.
2009 senesi rezalet başladı ve rezalet sürüyor Ana için. Önceki seneden korumasi gereken puanları korumayı bırak çeyrek finalden öteyi gördüğü tek turnuva yine Sony Ericsson'du. Finali ise Zvonareva'ya kaybetti muazzam bir rüzgar ve uçuşan poşetler eşliğinde. Geldik çim kort sezonuna. Hazırlık turnuvası Eastbourne'da ilk turda tokadı yedi. Hadi dedim 1 hafta durmadan idman yapar hazır başlar Wimby'ye. Bugün de sezonun geri kalan kısmından farklı değildi Ana. ilk seti verdi Çek rakibine, 2. sette 2 servis kırdı rahat aldı ama 3. sette ecel terleri döktü, döktürdü. Servis kırdı 5-4 öne geçti, servisini kırdırdı 5-5 yaptı. Rakip servisine tutundu 6-5 yaptı durumu. Ana servis attığı oyunda 40-15'de öne geçmesine karşın Hradecka'ya durduk yere 2 maç sayısı şansı verdi. 150 km'nin üzerinde 3 servis atarak kontrolü eline aldı skoru 6-6 yaptı, sonrası ise malum. seti 8-6 alan Ana yukarıdaki resimdeki pozda şükretmeye başladı.
Sorun ne peki bu kızda? Yetenek olmadığı aşikar. Yeteneksiz kimse 2 GS finali göremez 1. olamaz. Mental olduğu kesin. Bir kere çok sabırsız. Puanı hemen bitirmeye çalışıyor ve hataları kendisi yapıyor. Bu aslında olumlu. Yani değiştirmek elinde. Ama bir o kadar da zor. Roland Garros sonrası bir kez daha koçunu değiştirdi. Yine dikiş tutmadı dedi. Böyle giderse bu turnuvada da çeyreği görmesi imkansız. Yeni bir koç daha mı? Sanmıyorum. Ama mental olarak güçlenmesi için koçtan ötesine ihtiyacı var. Yoksa bugün onun şampiyonluğuna bastığım 10 lirayı (ki iddaa'daki oran 1'e 18 - 11 ay öncenin 1 numarası için muazzam bir oran) Taksim'de bar girişine vermediğim için haftaya değil bu hafta pişman olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder